20 Mart 2014 Perşembe

ALDOUS HUXLEY; "CESUR YENİ DÜNYA"



       Aldous Huxley in yarattığı Cesur Yeni Dünya, istikrar yılı diye anlatılan F.S. 632 de geçmektedir. Yani Ford dan sonra 632. Burada miladın Ford olarak alınmasının nedeni romandaki dünyanın temelini oluşturan üretim bandının yaratıcısı Henry Ford olmasıdır. Kitapta Ford tanrısallaştırılmıştır. Fordumuz! kelimesi ingilizcedeki Our Lord a gönderme niteliğindedir bu da tanrısallığı pekiştirmiştir. Yazarın kitabında daha çok yaratılan dünyayı ve 2 temel karakter üzerinden bireylerin çatışmaları anlatılmaya çalışıyor bu yüzden yeni dünyanın özelliklerini anlatmaya öncelik vermeliyiz.

      9 Yıl Savaşlarından sonraki büyük Ekonomik Sıkıntı dan sonra kurulan Cesur Yeni Dünya nın sloganı Cemaat, Özdeşlik, İstikrar dır. Yönetenler bu üç ilkenin sürekliliğini sağlamak için bilimsel yöntemlerle, kişisel nihai, gerçekten devrimci devrimi yürütüyorlar. Ve geleceğin en önemli projeleri mutluluk sorunu adını verdikleri konuda, kısacası insnalara köleliklerini sevdirme sorunu konusundadır.

      Kitap Kuluçkalama ve Şartlandırma merkezi müdürünün çocuklara eğitim vermesini anlatarak başlıyor ve kitabın tamamında bu dünya ile ilgili önemli bilgiler ediniyoruz. Toplumsal istikrar için gerekli şartlardan nüfusun sabit tutulması, amaca hizmet etmekten zevk alacak bireyler üretilmesi önemlidir. Üretim bandında bir bireyin üretilmesi için iki yüz altmış yedi gün gerekiyor bu süreç sonunda entellektüel zekaya sahip Alfalar, salt fiziksel güç sağlamak için üretilen en altı sınıf Epsilonlar ve bunların arasında bulunan Beta, Gama, Delta-lar üretiliyor. Bu bireylerin istendiği gibi oluşturulması için üretim bandı üzerinde çeşitli etkilere (ilaç,ısı,basınc vb) maruz bırakılıyorlar. Kişilerin psikolojik şartlandırmaları ise Hipnopedya (uykuda eğitim) ile yapılır. Örneğin 12 yıl boyunca her gece 150 kez kulaklarına Artık herkes mutlu şeklinde seslenilir, ya da sistemin canlı kalması için gerekli olan tüketimi sürekli kılmak için Atıp kurtulmak, onarmaktan iyidir. Yama artarsa refah düşer tarzı şartlandırmalar yapılmaktadır.

      Cesur Yeni Dünya da bireyler yoktur, toplum vardır. Kişilerin yalnız kalmaması gerekmektedir çünkü yalnız kalan ve işi olmayan birey düşünmeye başlar. Bu ise en son istenen şeydir. Kişilerin yalnız kalmalarını engellemek için duygusal film , engelli golf gibi aktivitelere yönlendirilir. Yalnız kaldıklarında ise sıkıntı yaşamamaları için soma adı verilen zararsızlaştırılmış uyuşturuculardan alırlar böylece aldıkları doza göre 8-10-15 saatlik zihinsel tatillere çıkarlar. Uyuştrucu, filmler ve radyonun etkisiyle gündüz düşleri kurma özgürlüğüne ek olarak cinsellik, tebaasını, yazgıları olan köleliğe razı etmede yardımcı olur. Bununla beraber anne, baba, aile gibi kavramlar müstehcen kabul edilirken Herkes, herkese aittir anlayışı normal kabul ediliyor. Böylece kişilerin birbirlerine karşı duydukları istekler anında giderilip, bastırıldığı vakit ortaya çıkabilecek yoğun hisler ve duygular ortadan kaldırılmış oluyor. Bunu dünya denetçiler-inden Mustafa Mond şu sözleriyle de destekliyor; Kişilerin duyguları gereksiz ve toplum için tehlikelidir. Bu yüzden onları duygu yükünden arındırdık. 

      Gençlik de önemli bir unsurdur. Modern insanların yaşlanması gibi bir durum söz konusu değildi. Bunu yapay salgılar ve zaman zaman oldukları aşılar ile sağlıyorlardı. 60 larına kadar çok zinde yaşayan bireyler birden ölüyorlardı. Bunun sebebi, yaşlanıp fiziksel güçten düşen bireyin toplumdaki üretim ve tüketim için bir faydası olmamasıydı. Bir diğer sebebini denetçinin Kendimize ait olduğumuzu düşünmek mutluluk sebebi olabilir mi Genç insanlar bunu düşünür çünkü kimseye bağımlı olmamayı, dua etmekten muaf olmayı kendi tarzları olduğunu kabul ederler(...). Oysa yaşlanan insan içinde o zayıflığı hisseder ve kişilerde korku başgösterir. Yaşları ilerledikçe insanların dine yönelmesinin bir nedeni de ölüm ve ölümden sonraki şeylerin korkusudur. sözüyle de görebiliyoruz. Bu yüzden kişiler çocukluklarından itibaren haftada 3 gün ölecek hastalar hastanesi ne görütülür ve bireylerin gözünde ölümü diğer gelişim süreçleri gibi sıradan bir süreç olarak görmeleri sağlanır. Ölümden sonra ise toplumsal fayda sağlamak için kurulan tesislerde yakılan insanların potasyumları kullanılmak üzere tutulur.

       Yazarın bunları anlatırken kullandığı en önde karakterler yeni dünyada bir şeylerin yanlış olduğunu hisseden ancak kendi içersinde çelişkiler yaşayan etrafı tarafından tuhaf karşılanan ve kendini yalnız kabul eden Bernard Marx, sisteme sıkı sıkıya bağlı ve hayran Kuluçkalama ve Şartlandırma Merkezi müdürü, Bernard ile benzer kaygılar taşıyan ancak o denli çalkantılı duygulardan uzak olan karakterli Helmholtz Watson, Bernard ın hayranlığını kazanan popüler kızlardan Lenina, batı Avrupa denetçisi Mustafa Mond, Bernard ile Lenina nın modern dünyanın dışında olan, kızılderililerin yaşadığı ayrık bölgene gitmesi sonrasında romana dahil olan Vahşi(John) ve annesi Linda dır. Gençliğini modern dünyada yaşamış Linda ve Vahşinin yeni dünyaya gitmesi, modern dünyayı tanıma sürecinde bu dünyaya artan öfkesi, Lenina ve Bernard ile yaşadığı çalkantılı ilişki anlatılıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder